Ekrem Çulfa Dr Ekrem Çulfa Aile Evlilik Çift Terapistleri
  • Anasayfa
  • https://www.facebook.com/psikolojikdanismanlar
  • http://www.twitter.com/724psikoloji

Evlilik Terapistleri
Destek Hattı : +90 544 724 36 50

Tanışma ve Flört Dönemi
Tanışma ve Flört Dönemi Nedir? Kız ve Erkekler Bu Dönemde Nelere Dikkat Etmeliler.
Söz ve Nişanlılık Dönemi
Söz ve Nişanlılık Döneminde Eş Adaylarının Birbirini tanımaları için neler yapmalılar, Nelere Dikkat etmeliler.
Evlilik ve Ebeveynlik
Evliliğinizi daha sağlıklı yürümesi ve Daha iyi çocuklar yetiştirmek için yardımınıza hazırız.
Aldatma, Boşanma, Ayrılma
Aldatma ve Sonuç olarak Boşanma ve Ayrılma istenmeyen bir durumdur. Bu dönemi daha sağlıklı geçirmenize yardımcı olalım.
AİLE EVLİLİK KOÇU TELEFONU 0505 767 5885
İstanbul, Besiktaş, Nişantaşı, Psikolog
Kadıköy ,Bakırköy, Fatih, Mecidiyekoy
Hava Durumu
Site Haritası
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Saat
Takvim
Psikoterapist Osman İlhan
psk.o.ilhan@gmail.com
İnsanı Anlama Sanatı
25/08/2018

İnsanı Anlama Sanatı yolculuğumuzda, İnsanı anlamak ve anlamlandırmak için çok geniş bakış açısını araç olarak kullanmayı seçtik. Sonsuzluk kadar derin olan insan organizmasını anlamlandırmak için delirme pahasına sorgulamalar yapılması gerekliliğine rağmen biz aklımızın iplerinin terli ellerimizden kayıp gitmemesi için gayret ettik. Kafası karışık travmatik yanımızın hikâyesinden çıktığımız bu yolculukta kendimizi insanlığın geniş ovalarında bulduk. İlk önce kendimizi anlamaya çalıştık, daha sonra bütün insanlığı keşif etmeye çalıştık. Bilimin verilerini araç olarak seçmiş bütün düşünürlerin kaleme aldığı yazıların sadece bilim kitaplarına sıkışıp kalmasına izin veremezdik. Bu nedenle insanın bütün hallerinin gerçek hayattaki yansımasını en şeffaf haliyle görmek için, yaşamın içinden süzülüp farklı bakış açılarıyla beslenmiş fikirleri bir araya toplamalıydık. Yaşam nefesimizin ciğerlerimize dolan sıcaklığına başka nefesleri ortak etsek, ölümsüz olacaktık sanki. Bilemezdik ancak denemeliydik.

Travmatik insanlığımızın her yanından sızan siyah mürekkep ilham oldu kalemimize. Sonsuz kainatındefterine yazdığımız her cümle bizdendi ve sesleniyordu o enginliğe. Sesimizin doludizgin, özgürlük naraları o yemyeşil ovaların çayırlarında ilk çocukluğumuzun şımarıklığıyla etrafta koşuşturdu. İyileşmeye çalıştık, insanlığı iyiliğe davet ettik. Felsefeyi, psikolojiyi, sanatı, bilimi, serbestçe sorgulamayı uçurtma yapıp insanlığın masmavi gökyüzünde uçurtarak, bulutların üzerinde olanları arayıp eğlendik. Biz insanı, aklımızın bütün kafa karışıklığına rağmen, sonuca ulaşmayı beklemeksizin anlamaya çalıştık. Bunu yapmasak eksik kalacaktı sanki bir şeyler biliyorduk. Bildiğimizin arkasından gittik. Merakcı yazarların fikirleri arasında yaptığımız yolculuğumuza sizleri de misafir etmek, insanlığın yemyeşil ovalarında birlikte koştuğumuzu bilmek, merakçı bir ruha ilgili bir aklı dahil etmek, işte bu insanı anlamaya bir adım daha yaklaştıracaktı bizleri.

Merakçı kâşifin yolculuğu kolay olmayacaktı. Cevap bekleyen onca soru, keşif edilmeyi bekleyen aklın ve ruhun labirentli yolları vardı. Çocukluğun ilk masumiyetinden, ergenliğin burhanlı dönemlerine, yetişkinliğin vakur olgunluğuna uzanan yolculuktu bu. Travmaların yakıcı anıları, kültürlenmenin kayıtsız kabulleri, çevrenin baskıları, öğrenmelerin paket bilgileri arasında ortaya çıkan kafa karışıklığı ile baş etmek sabır istiyordu. Felsefenin derin sorgulamaları, psikolojinin bilimsel gerçekleri, inançların mistikliği, sanatın romantizmi bu kafa karışıklığını çözmeye yetebilir miydi, yoksa tam oluşun tek şartı ölümü tadacak olan faniliğin sonsuzluğa geçişini beklemekte mi gizliydi. Sorulacak onca sorunun arasında, kafası karışık dünyaya, kafası karışık bir merakcı kâşif daha çok yakışıyordu şüphesiz. O da yakışanı yaptı, sorguladı, anlamaya çalıştı, uyanmak için hiçliğin girdabında kaybolma cesaretini gösterdi. Cesaretinin gücü aklının iplerini sımsıkı tutan elleri yeterince terlemesine rağmen, o ölümlü yaşamın tüm acılarına göğüs gererek var olmaya kararlıydı.

Ölümün olduğu bir dünyada geriye kalan her şeyin anlamsızlığına alışmak, kabullenmek, görmezden gelmek ilk başta kolaydı. Çocukluğun travmalarıylayamalanmış ürkek yanların, anlamsızlığın kucağına kıvrılıp uyumaya alıştığından beri geriye sadece yalnızlık kalmıştı. Yalnızlığının topraklarına kaçışlarınla attığın her tohum büyümüştü, dikenli sarmaşıklarıyla sarıp kuşattığında benliğini, canın yanmaya başlamış, bir şeyler değişmeli diye haykırıyordu içindeki olgun yanın. Varlığın uyanmalıydı derin uykusundan. Anlamsızlığa anlam arayan ruhunun merakcı kâşifini daha fazla uyutamazdın artık. Uyanmalıydın, uyanmalıydık. Bunun içinde, insana dair farklı fikirlerin merak uyandırıcı serinliğinin yüzümüze vurması gerekiyordu. Yalnız olmak zorunda değildik. Biz kökleri en derinlere kadar inen o çınar ağacının birer yaprağı olup, aynı dalın üzerinde rüzgara başkaldıran, aynı ağacın köklerinden beslenip varlık bulan olmalıydık. Hep birlikte insanlığın onurunu yüceltip, geleceğe taşıma zorunluluğumuz, kaderimizin bir olmasındadı...

Uzman Klinik Psikolog Osman İLHAN

Bi Nefes Psikolojik Danışmanlık Merkezi



390 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Psikolojik Savunma Mekanizmaları - 25/08/2018
Gündelik hayatımızda birçoğumuz psikolojik savunma mekanizmalarını kullanmaktayız. Aşırı dozda kullanımı işlevselliği bozarak ilişki problemlerinin temelini oluşturmaktadır.
Travmatize Ruhların Psikoterapisi - 25/08/2018
Travmatik yaşantılar hayatın hangi döneminde olursa olsun benzer psikolojik sonuçlarını yaratırlar.
İlişkilerin Sempatik Katilleri - 25/08/2018
Sorunlu ilişkisel yapılar geçmiş deneyimlerin birikimleri ile oluşurlar.
Travmatize Ruhların Psikolojik Yapısı - 25/08/2018
Hızla ilerleyen zamanın önündeki en önemli engellerden bir tanesi de yaşamış olduğumuz travmaların yıkıcı etkileridir.