Ekrem Çulfa Dr Ekrem Çulfa Aile Evlilik Çift Terapistleri
  • Anasayfa
  • https://www.facebook.com/psikolojikdanismanlar
  • http://www.twitter.com/724psikoloji

Evlilik Terapistleri
Destek Hattı : +90 544 724 36 50

Tanışma ve Flört Dönemi
Tanışma ve Flört Dönemi Nedir? Kız ve Erkekler Bu Dönemde Nelere Dikkat Etmeliler.
Söz ve Nişanlılık Dönemi
Söz ve Nişanlılık Döneminde Eş Adaylarının Birbirini tanımaları için neler yapmalılar, Nelere Dikkat etmeliler.
Evlilik ve Ebeveynlik
Evliliğinizi daha sağlıklı yürümesi ve Daha iyi çocuklar yetiştirmek için yardımınıza hazırız.
Aldatma, Boşanma, Ayrılma
Aldatma ve Sonuç olarak Boşanma ve Ayrılma istenmeyen bir durumdur. Bu dönemi daha sağlıklı geçirmenize yardımcı olalım.
AİLE EVLİLİK KOÇU TELEFONU 0505 767 5885
İstanbul, Besiktaş, Nişantaşı, Psikolog
Kadıköy ,Bakırköy, Fatih, Mecidiyekoy
Hava Durumu
Site Haritası
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.165034.3019
Euro36.973437.1216
Saat
Takvim
Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA
busra.kara@icloud.com
SINAV KAYGISI
27/06/2021

 

Eğitim öğretim aşamasında bireyler sınavlarla yüz yüzedir. Sınavlarda başarılı olmaları öğrenciler için önemli bir süreç olmaktadır. Kaygı sınavdan önce çeşitli fiziksel ve psikolojik değişimlerle ortaya çıkmakta, bireyin sınav esnasında performansını olumsuz yönde etkileyebilen yoğun bir duygu olmaktadır. Öğrencinin sınav kaygısına anne baba ve toplumun etkisi de neden olmaktadır. Sınav kaygısı başarıyı büyük ölçüde etkilerken öğrencinin ileriki eğitim öğretim dönemine ilişkin olumlu duygularına da zarar vermektedir. Kendine ilişkin motivasyon kaybına neden olmaktadır. Kendine güven duyan bireyler eğitim hayatlarında daha az kaygıya kapılmaktadırlar. Geleceğe ilişkin kolay hedef koyarak bu hedeflerine ulaşma yönünde ümitli olmaktadırlar.

Sınav kaygısı; sınav veya benzeri değerlendirilme durumlarının yaratacağı olası olumsuz sonuçlar veya başarısızlıkla ilgili endişenin eşlik ettiği fenomonolojik, psikolojik ve davranışsal tepkiler olarak nitelendirilmektedir. Diğer bir deyişe göre ise sınav kaygısı; öğrencilerin sınav veya herhangi bir sınanma durumu sırasında hissettiği rahatsızlık, kaygı veya endişedir.

Bazı araştırmalarda başarı düzeyi düşük olan öğrenciler ele alınmaktadır. Bu öğrencilerin kaygı düzeyleri de yaşıtlarına göre yüksek çıkmaktadır. Zihinsel içsel konuşmalar bireyin kendine ilişkin olumlu düşüncelerini yıkarak bireyin yaptığı işe odaklanmasına engel olmakta ve endişe içinde olmasına yol açmaktadır. Sürekli belli olumsuz duygularla meşgul olan zihin beklenen performansı gösterememektedir.

Otonom sinir sisteminin uyarılması, sınav kaygısının duyusal fizyolojik yönünü oluşturmaktadır. Kalp atışının hızlanması, terlemenin artması, üşüme, yüzde kızarma, sararma, sindirim sisteminin hareketlenmesi, mide bulantıları, sinirlilik ve gerginlik duyuşsallığın somut sonuçlarıdır. Sınav kaygısı öğrenciler için büyük bir tehdittir. Sınav kaygısı, son zamanlarda akademik performansa etki eden davranışlar bütünü olarak kullanılmakta olup, doğal olarak sınav kaygısı, verimli ders çalışamama, sınav dışı zihinsel düşünceler ve vücudun verdiği fizyolojik tepkileri kapsamaktadır.

Son yıllarda okul başarısı ile sınav kaygısı arasında olumsuz bir ilişki olduğu belirtilmektedir. Sınav kaygısı; birçok ülkede, pek çok araştırmada çalışılmış ve kültürel ve coğrafi sınırları aşan bir kavram olduğu anlaşılmaktadır. Türk gençlerinin sınav kaygısı düzeylerinin sadece Kore, İran, Ürdün’deki gençlerden daha düşük olduğu bulunmuştur. Sınav kaygısının bir ülkede sınava verilen önemin artmasıyla doğru orantılı olarak artış gösterdiği görülmektedir.

Sınav kaygısı olan öğrenciler sınavı oldukça tehdit edici, korkutucu olarak algılamaktadırlar. Yüksek sınav kaygısı olan öğrencilerin, düşük sınav kaygısı olan öğrencilere göre, kendilerini küçülten kuruntu ve duyuşsal reaksiyonlar şeklindeki tepkileri daha yoğun olmaktadır. Yüksek sınav kaygısı olan bireylerin değerlendirme ortamlarında düşük sınav kaygısı olan bireylere göre daha fazla olumsuz düşünceleri bulunmaktadır. Öğrencilerin sınav esnasında duyuşsallık düzeyi gittikçe azalmakta, kuruntu düzeyinde ise sınavın başlamasından bitimine kadar bir azalma olmamaktadır.

Öğrencilerin kaygı hissetmelerine ve düşük performans sergilemelerine neden olan sınav kaygısı, öğrencilerin akademik başarılarını olumsuz yönde etkileyen diğer bir engeldir. Sınav kaygısı, kuruntu ve duyuşsallık olmak üzere iki temel bileşenden oluşmaktadır. Kuruntu bileşeni kişinin kendisiyle ilgili algılamalarını, performansla ilgili beklentilerini, kişinin kendisiyle ilgili olumsuz değerlendirmelerini, başarısızlığın sonuçları ile ilgili durumları ve kişinin kendisi ile diğerleri arasındaki karşılaştırmalarını içermektedir. Duyuşsallık bileşeni ise gerginliğin/rahatsızlığın ve otomatik harekete geçmeden kaynaklanan duyuşsal ve fizyolojik süreçlerle ilgilidir. Sınav kaygısının kavramsallaştırılması, öğrencilerin sınav öncesinde ve sınav esnasında olumsuz ve kendilerine zarar veren düşüncelerin önemi üzerine odaklanmaktadır.

Sınav kaygısı bireyin fizyolojik durumunu etkilemekte sorulara odaklanamamasına neden olacak şekilde mide bulantısı, baş ağrısı ve kişinin ateşlenmesi gibi durumlara neden olmaktadır. Sınav kaygısı genellikle başarısızlık korkusu, başkaları tarafından olumsuz değerlendirilme korkusu gibi faktörlerle bağlantılı olmaktadır. Bununla birlikte kendine olan güven düzeyi, benlik saygısı gibi bireysel özellikler de sınav kaygısında önemlidir. Ayrıca anne ve babadan gelen baskı yüksek kaygıyla ilişkili olmaktadır. Aile ne kadar baskı kurar ve yüksek beklentiler içine girerse, kişinin kaygı seviyesi de o kadar artmaktadır. Anne ve babanın baskısı ve yüksek beklentilerinin sınav kaygısıyla olan ilişkisine bakarak, baskı yerine destekleyici yaklaşımın tercih edilmesinin ne kadar önemli olduğu görülmektedir.

Sınav kaygısı ile ele alınan birçok değişkene rastlamak mümkündür. Bunlardan bazıları sosyal destek, akademik başarı, aile desteği, aile-öğrenci ilişkileri, mükemmeliyetçilik, çalışma becerileri değişkenleridir. Aile desteği, sınavlara hazırlık dönemlerinde öğrenciler açısından oldukça önem teşkil etmektedir.

Öğrenmenin en üst düzeyde gerçekleşebilmesi için kaygının olumsuz etkilerinin minimum düzeye indirgenmesi gerekmektedir. Burada öğrencinin bireysel çabalarının yanı sıra sosyal çevreye, özellikle de aileye büyük görevler düşmektedir. Dengeli, duygusal ve toplumsal etkileşimin güçlü olduğu ailelerde çocuklar güven duygusu kazanarak kaygıdan daha az etkilenmektedirler.

Sınav kaygısı kuruntu ve duyuşsallık olmak üzere iki boyutta ifade edilmektedir. Kişinin kendisi ile ilgili olumsuz değerlendirmeleri, içsel konuşmaları kuruntu boyutu olup, sınav kaygısının bilişsel boyutunu açıklamaktadır. Duyuşsallık boyutu ise; başarısızlığın sonuçlarını düşünme gibi, sınav sırasında, bireyde ortaya çıkan hızlı kalp atışı, terleme, sararma şeklinde hissedilen fizyolojik tepkilerdir.

Öğrencilerin yüksek sınav kaygısı ile zayıf çalışma becerileri arasında bir ilişki bulunmaktadır. Yüksek sınav kaygısı olan öğrenciler, düşük sınav kaygısı olan öğrencilere göre daha düşük performans göstermektedirler. Yüksek sınav kaygısı olan öğrenciler kendilerine ilişkin olumsuz değerlendirmeler yapmakta ve düşük benlik saygısına sahip olmaktadırlar. Sınav kaygısı öğrencinin kendi performansına yönelik kaygıdır.

 

KAYNAKÇA

Daniels, B. & Hewitt, J. (1978). Anxiety and classroom examination performance. Journal of Clinical Psychology, 34, 341-345.

Meichenbaum, D. H. & Butler, L. (1980). Toward conceptual model for treatment of test anxiety: Implications for research and treatment. In I. G. Sarason(Ed.), Test anxiety: Theory, research and applications,(pp. 181- 208). Hill Sdale NJ: Erlbaum.

Morris, L. W., & Liebert, R. M. (1970). Relationship of cognitive and emotional components of test anxiety to physiological arousal and academic performance. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 35(3), 332–337.

Spielberger, C. D., & Vagg, P. R. (1987). The Treatment of Test Anxiety: A Transactional Process Model. In R. Schwarzer, H. M. Van Der Ploeg, & C. D. Spielberger (Eds.), Advances in Test Anxiety Research (Vol. 5, pp. 179-186). Lisse/Hillsdale, NJ: Swets and Zeitlinger/Erlbaum Associates.

 

Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA

busra.kara@icloud.com

 



293 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BOŞANMA SÜRECİ - 14/05/2024
Boşanma, evlilik birliğinin resmi olarak sonlandırıldığı bir hukuki süreçtir. Boşanma süreci genellikle üç aşamadan oluşur: Boşanma öncesi, boşanma sırası ve boşanma sonrası.
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER - 01/02/2024
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur.
“ÇOCUĞUMUZDAN BOŞANIYORUZ” - 23/03/2023
Anne babası çatışma halinde olan çocukların, anne babalarından anlayış ve sabır gibi beklentileri olur.
TERKEDİLME KORKUSU - 12/01/2023
Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ediyor musunuz ya da tam tersi çok fazla ısrarcı oluyor musunuz?
ÇOCUK İLE YETİŞKİN - 21/12/2022
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır.
MADDE BAĞIMLILIĞI - 27/09/2022
Madde bağımlılığının sebebi denildiğinde, bir tek nedenden bahsetmek mümkün değildir. Birden fazla sebep bir arada olabilmektedir.
KEKEMELİK - 24/08/2022
Kekemelik, konuşmanın akıcılığındaki bozukluklar ile karakterize bir konuşma bozukluğudur.
İLİŞKİLERDE KURTARICI ROLE SAHİP OLMAK - 30/05/2022
Kurtarıcı olmak senin kendi sorumluluğunda olmamasına rağmen karşıdakinin herşeyiyle ilgili kendini sorumlu hissetmen yada onun sana bunu yüklemesidir.
GASLIGHTING (PSİKOLOJİK MANİPÜLASYON) NEDİR? - 24/05/2022
Gaslighting, bir psikolojik manipülasyon ve taciz yöntemidir. Bireyi kendi hafıza, algı ve akıl sağlığını sorgulayıp irdelemeye iten bir çeşit kötü yönlendirmedir.
 Devamı