Ekrem Çulfa Dr Ekrem Çulfa Aile Evlilik Çift Terapistleri
  • Anasayfa
  • https://www.facebook.com/psikolojikdanismanlar
  • http://www.twitter.com/724psikoloji

Evlilik Terapistleri
Destek Hattı : +90 544 724 36 50

Tanışma ve Flört Dönemi
Tanışma ve Flört Dönemi Nedir? Kız ve Erkekler Bu Dönemde Nelere Dikkat Etmeliler.
Söz ve Nişanlılık Dönemi
Söz ve Nişanlılık Döneminde Eş Adaylarının Birbirini tanımaları için neler yapmalılar, Nelere Dikkat etmeliler.
Evlilik ve Ebeveynlik
Evliliğinizi daha sağlıklı yürümesi ve Daha iyi çocuklar yetiştirmek için yardımınıza hazırız.
Aldatma, Boşanma, Ayrılma
Aldatma ve Sonuç olarak Boşanma ve Ayrılma istenmeyen bir durumdur. Bu dönemi daha sağlıklı geçirmenize yardımcı olalım.
AİLE EVLİLİK KOÇU TELEFONU 0505 767 5885
İstanbul, Besiktaş, Nişantaşı, Psikolog
Kadıköy ,Bakırköy, Fatih, Mecidiyekoy
Hava Durumu
Site Haritası
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Saat
Takvim
uzman klinik psikolog sabiha ışık 05301221102
sabihaisik@outlook.com
Zeka geriliği (mental retardasyon)
08/04/2022

Zeka geriliği (mental retardasyon)

Zeka, özellikle ailelerin çok önem verdiği ve hayatın süreçleri içerinde de gerçekten nasıl geliştiği, neler olduğu, az ya da çok oluşu her zaman bir problem teşkil eden ve merak uyandıran bir konudur. Zeka işlevi olduğu kadar tanımını yapakta zorlanılan bir kavramdır. Zeka denilen şey aslında öğrenme, öğrenileni uygulayabilme kullanabilme, yeni durumlara uyum sağlayabilme ve çözümler üretebilme yeteneğine denir.

Zeka nasıl ölçülür?

Aileler çocuklarının zekalarını geliştirmek için çeşitli şeyler yapmaktadır. Aslında beyin gelişimi zeka gelişimi ile yaklaşık paralel gider. Dolayısı ile de beyin gelişimi ve zeka gelişimi yani öğrenme kabiliyetinin gelişimi için daha anne karnından itibaren sağlıklı bir gelişim, aynı zamanda da bebeğin doğduğu andan itibaren hem çevresel koşulların hem de anne ilişkisinin iyi düzenlenmesi, bebeğin sevgi görmesi, dokunulması bütün bu gelişimsel süreçler zeka gelişimini ve zekanın kullanılabilme kapasitesini etkiler. Zeka yüksekliği ailelerin daha çok dikkatini çekmekle birlikte zekanın yetersizliği yani zekada gerilik olması ciddi problemlerden bir tanesidir. Zeka geriliği olduğunu öğrenmek, çocuğunuzun yaşıtları ile eş olarak gelişmediğini öğrenmek, kapasitesinin onlar kadar olmadığının saptanması ve size söylenmesi ve bunu kabullenmek çoğu zaman zordur. Zeka geriliği ile anlatılmaya çalışılan yaşının gelişim dönemine uygun olmayan şekilde bir işlev bozukluğu olmasıdır. Bu işlev bozukluğu hem öğrenme hem de sosyal alanlara yansır. İlişki kurmada zorluk, yaşıtları kadar öğrenememe, gelişimsel yeni durumlara uyum sağlayamama ile giden bir süreç izlenir. Dolayısı ile aslında zekadaki problemler çocuk doğduğu andan itibaren fark edilebilir. Çünkü zeka geriliğine çoğu kez bedensel bazı gerilikler de eşlik eder. Yani bebeğin gerektiği zamanda kafasını tutamaması, dik oturamaması, yürümesinin, konuşmasının gecikmesi gibi. Ama yine de zeka geriliği evde konulacak bir tanı değildir. Uzmanlar tarafından değerlendirilmesi ve yönlendirilmesi gereken bir tanıdır. Zeka gerilikleri tek bir tanım olarak karşımıza çıkmaz. Zeka geriliklerinin dereceleri vardır. Bu dereceler uluslararası kabul edilmiş ve ülkelere göre geçerilik ve güvenilirlikleri yapılmış çeşitli zeka testleri ile konulur. Aynı zamanda klinik gözlemler ve bedensel gelişim de dikkate alınarak zeka geriliği tanısı konulabilir.

Şuanda ülkemizde uygulanması gereken en güncel test WISC-R 5 dediğimiz zeka testidir. Ayrıntılı olarak bize bilgi verebilmektedir. Uygulanacak test sonrası zeka gerilikleri çeşitli düzeylerde incelenir.

Yaklaşık puanlama sisteminde 0-25 arası puan almış olan gruba ileri zeka geriliği diyoruz. Bu durumda kişinin kendisine bakımı, çevre ile ilişki kurması, gelişimi tümü ile geride kalmıştır. Dolayısı ile de saptamak çok daha kolaydır. Gelişim süreci içerisinde kendine bakamaz, kendi gereksinimlerini karşılayamaz, herhangi bir öğrenme işlevini yerine getiremez. Genellikle ileri derece zeka geriliklerinde çeşitli bedensel sorunlar da sıktır. Ancak birkaç kelime öğrenebilirler. Birçoğunda dil gelişimi de saptamayız.

Diğer kategori ağır zeka geriliğidir. O da yaklaşık 20-25 ile 30-35 arası puan alan gruba verilen addır. Bu grupta zaman içerisinde konuşma öğretilebilir. Kendi gereksinimlerini, basit gereksinimleri karşılaması öğretilebilir. Ama genelde bakıma muhtaçtır ve bedensel motor zayıflıklar da eşlik eder.

Zeka düzeyi 30-35 ile 50-55 arasında olan gruba ise orta dereceli zeka geriliği diyoruz. Bu grupta konuşma ve ilişki kurma gelişebilir. Aynı şekilde eğitimle de basit işlemleri yapabilecek düzeye getirilebilirler.

Zeka bölümü 50-55 ile 65-70 arasında olan gruba ise hafif zeka geriliği diyoruz. Bu grup özellikle özel alt sınıflarda eğitim görebilir, hafif destekle yaşamlarını sürdürebilirler ama yine de yaşam sürdürebilmeleri için bazı sosyal alanda özellikle desteğe ihtiyaçları vardır. Öğrenme düzeyleri de yaşıtlarından geriden geldiğinden özel bir eğitim görmeleri gerekmektedir.  

Son grup ise sınır ve donuk zeka dediğimiz gruptur. Bunların zeka gerilikleri azdır. Yavaş öğrenirler, özel bir sınıfa gitmeleri gerekmez. Çabuk kavrayamazlar, birkaç kez tekrarlamak gerekir ve öğrendiklerini çabuk unutabilirler ama birkaç yıl geriden olarak yaşıtları ile normal okullarda okuyabilen gruptur.

Zeka geriliği nedenleri nelerdir?

Zeka geriliği tanısı konulduğu zaman ailelerin en çok merak ettikleri şeylerden bir tanesi de kendileri ile ilişkili bir neden olup olmadığıdır. Zeka geriliklerinin çeşitli nedenleri olabilir.  Bunlardan bir kısmı anne karnındayken geçirilen enfeksiyonlar, bazı hastalıklar beyin gelişimini etkileyebilir. Bu da zeka geriliğine neden olmuş olabilir. Yine çocuk doğduğu zaman bazı metabolik hastalıklar hemen tespit edilip tedaviye geçilmezse zeka geriliği buna bağlı oluşmuş olabilir. Doğum sırasındaki küçük travmalar beynin zedelenmesine neden olarak zeka geriliklerine neden olabilirler. Çocuğun gelişimi sırasında da bazı hastalıklar (kızamık, boğmaca gibi) ağır geçirildiği zaman zeka geriliklerine neden olabilirler. Ama aşılama bu tür hastalıklardan koruyacağı için sonradan bu tür hastalıkları geçirerek zeka geriliği oluşma olasılığı artık günümüzde çok azalmıştır. Buda aşının önemini gösteren bir durumdur.

Zeka geriliği tanısı mutlaka bir uzman klinik psikolog tarafından yapılacak olan test sonrasında yorumlanarak konulur. Her zaman sadece test sonucu tanı koydurmaz ama bunun yanı sıra mutlaka öykü, klinik gözlem, değerlendirme de gerekir. Bunların hepsi değerlendirildikten sonra zeka geriliği tanısı konulabilir.

Zeka geriliği tanısı konulmuşsa ne yapmamız gerekiyor?

Çocuğun aldığı zeka geriliği derecesine göre farklı bir sisteme oturtmak ve farklı bir sistemle çocuğun olan zeka kapasitesini kullanmasını sağlamak gereklidir. Bunun için ilk önemli adım da ailenin bunu kabullenmesidir. Çocuktaki yetersizliği kabullenmek aile için kolay olmayabilir.

Tabii ki her hastalıkta her problemde olduğu gibi öncelik çocukların zeka geriliğine neden olabilecek nedenleri kaldırmaktır. Bu da doğum travmalarını engellemek, hamilelik sürecinin düzgün takibi, metabolik hastalıkların doğumdan sonra takip edilerek alınacak küçük bir kandan tanı konularak tedavi verilmesi gibi öncelik korumaya yöneliktir. Ama eğer koruyamamışsak o zaman çocuğun gelişimine ve zeka düzeyine göre ona en iyi eğitimi vermemiz gerekir. Çünkü verilecek olan özel eğitimin olan kapasitesini kullanması ve kendi başına hayatını idame ettirecek düzeye gelmesi özellikle hafif ve orta zeka geriliklerinde çok önem taşımaktadır. Bunun dışında zaman zaman davranış problemleri olabilir. Davranış problemlerini gidermek için psikoterapi ya da ilaçlar kullanılır. Ama zeka geriliğini tedavi etmek için kullanılan herhangi bir ilaç yoktur. Zeka geriliği ile birlikte olan diğer problemleri ve hastalıkları tedavi etmek için zaman zaman kullanılan ilaçlar zeka geriliğini geri döndürmez. Zeka geriliği olan kişinin kapasitesini arttırmak ancak psikoterapi ve özel eğitim ile mümkün olabilmektedir.

Klinik Psikolog Sabiha IŞIK



242 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Antisosyal Kişilik Bozukluğu - 28/06/2022
Sosyopati ya da psikopati olarak da adlandırılan antisosyal kişilik bozukluğu genel anlamda diğer kişilerin haklarına karşı umursamazlık ve ihlal halidir. Çocukluk veya ilk ergenlik çağında başlayıp yetişkinlik çağında da devam eder. Hilekarlık ve
Terk Edilme ve Ayrılık Korkusu - 24/06/2022
Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin’ e benzer aşıkların reddedilme ve terkedilme öyküleri mitolojde yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bütün hayatını sevgiliye adayan erkek ve kadın mitleri ile doludur masallar ve efsaneler. Analitik psikolojinin
Göç’ün Psikolojisi ve Sosyolojisi - 21/06/2022
Uluslararası göç; bir ülkeden bir ülkeye belirli bir süre yaşamak için taşınmak olarak adlandırabiliriz. Göç konusunu sebeplerine göre ayıracak olursak eğer; 1) ekonomik göç yani iş için göç edenler: Eskiden Avrupa mavi yakalı göçmen ararken
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi - 17/06/2022
Bağlanma; çocukların küçük yaşta anne veya bakım veren diğer kişi ile kurduğu bağdır. Bebekler küçük yaşlarda bakım veren kişinin ya da annenin her zaman ihtiyaçlarına cevap verebileceğini, güvenli olarak bir psikolojik yapı geliştirdiklerinde onla
Çocuklarda davranış bozuklukları ve çalma davranışı - 14/06/2022
Bir davranışı problem olarak değerlendirmenin belli objektif ölçüleri vardır. Davranışın değerlendirilmesi sırasında
Otizm nedir? - 10/06/2022
Yaygın gelişimsel bozukluk başlığı altında otizm, asperger sendromu, çocuğun dezintegratif bozukluğu (Heller sendromu), başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluk yer alır. Otizm belirtileri nelerdir? Otistik çocukları üç konud
Kardeşler arası yaş farkı ne kadar olmalıdır? - 07/06/2022
En sık sorulan sorulardan biri ne zaman ikinci çocuğu yapmalıyım? Kardeşler arası yaş farkı ideali kaç olmalıdır? Bu yazımda bunlara detaylıca değineceğim. Yaş farkına karar verirken değerlendirilecek konular; anne baba, anne baba ilişkisi, çocuğu
Çocuklarda konuşma geriliği, konuşma gecikmesi - 03/06/2022
Konuşma bir öğrenme ve iletişim biçimidir. Bebekler etrafındaki olayları gözlemleyerek, cisimlerin isimlerini duyarak zamanla konuşmaya başlarlar. Çocuk beyni ilk üç yaş içerisinde öğrenme ve taklit etmeye çok açıktır. Çok kolay öğrenir ve taklit ed
Çocuklara “Hayır”ı Öğretmek, Çocuklara Hayır Diyebilmek - 31/05/2022
Ne zaman çocuklara “hayır” diyoruz? Ne zaman “dur” diyoruz? Acaba bu hayır’lar bizim hayır’larımız mı yoksa olması gereken hayır’lar mı? Çocukların cezalandırılmaları ile ilgili süreçlerde bazen hayır diyerek, ses tonumuzu da arttırarak yapmaması g
 Devamı